Hatay ve Antep Notlarım

Vejetaryenler dikkat! Yazı çok keyifli olmakla birlikte bir miktar et yemeği yazısı ve görüntüsü içermektedir!

Yaşasın iş sebebiyle yolculuk etmek!! Hem işleri hallederken bir yandan o bölgenin kültürünü tanımak, yemeklerini yemek :D Böyle bir giriş yapmamın nedeni 1 hafta İskenderun-Antakya'daydım ve sonrasında Antep'e gittim. Sonunda sanırım 5 kilo aldım :D Gündüzler çok yoğun geçiyordu, toplantıdan toplantıya koştuk ama akşamları unuttuk o yoğunluğu. Merkeze inip, farklı restoranlarda yemek yedik, ardından ara sokaklarda dolaşıp, akşamı künefe ile taçlandırdık:D

Şimdi hem oradaki İskenderunlu arkadaşlarımın görüşleri hem benim gittiğim birkaç yeri topluca değerlendirmek ve önerilerde bulunmak istiyorum.

Eğer havalar güzelken buradaysanız mutlaka sahilde bir tur atın, cıvıl cıvıl yazın.Yöresel yemekler için İskenderun merkezde önerebileceğim bir mekan yok. Beni hep mezeleri, etleri inanılmaz olan Arsuz'daki  "Muhtar'ın Yeri" ne götürdüler ve BAYILDIM! Humus ve karışık meze tabağı alın mutlaka, ayrıca kıyma yiyin. Kıyma deyince tabi köfte kıyması geliyor akla haha ama bu kıyma dediğimiz yöresel bi tat. Adana kebap tipinde aslında ve tadı çok daha güzel :) Bu restoranda fiyatlar da uygun. Biz 4 kişi gidip ortaya humus, gavurdağı salatası, karışık meze tabağı, ortaya karışık et aldık. Ayrıca 6 bira, meyve tabağı ve 1 künefe de aldık. Ne tuttu sizce?? 180 lira. :)

Bir tek künefesini beğenmedik. Beğenmedik derken İstanbul'da yediklerimizden 100 kat iyiydi tabi de, biz Petek Pastanesi künefesinin tadını bildiğimizden çıtamız yüksekti :)

Petek Pastanesi 1942'de kurulmuş. Ama daha da önceye dayanıyor hikayesi. Çamlıhemşinli bir amcanın Rusya'ya göçüp, orada yaşarken işi öğrenişi ve sonra Türkiye'de pastane açıp 4 kuşaktır da buna devam ediyor olmaları özeti. İçeride birçok çeşit tatlı görebilirsiniz ama en meşhuru künefesi. Peyniri bol. Şerbetini isteğe göre az-çok döküyorlar. Üzerine isterseniz bol antep fıstığı döküyorlar ya da yanında kesme dondurma getiriyorlar. Ben her kombinasyonu denedim, hepsi inanılmazdı :D
Petek Pastanesi henüz birkaç ay önce restoran işine de girmiş. Sahildeki bir binanın 4.katında çok şık, lüks bir restoran açmış. Oraya gittik bir akşam. Kapıda elinizi sıkarak karşılayan garsonlar, giderken sizi asansöre kadar uğurluyorlar. Hizmet inanılmaz. Zaten bu yörede çoğu yerde hizmet çok iyi. Sürekli bi memnun musunuz, bir ihtiyacınız var mı sorusu var. Ereğli'de ise niye geldiniz de bize iş çıkardınız der gibi bakıyor esnaf. Çok farklı kuzey ile güney.

Petek Mutfak'ta diğer 2 arkadaşım kuzu incik yediler ve etin yumuşacık olduğunu, ağızda dağıldığını, çok beğendiklerini söylediler.
Kuzu incik
Bense gelin kebabı yedim, ancak ben adana kebap tipinde yemek istediğimden onlar benim isteğime göre getirdiler yemeği. O nedenle gelin kebabı yemiş olmadım ama yediğim kebap gayet güzeldi. Öncesinde ise ortaya sıcak tırnak pide ve yaprak ciğer söyledik. Bir de sac oruğu söyledik ki o da içli köftenin yassı haliymiş. Burada içli köfteye oruk diyorlarmış. En son bize cevizli baklava gibi bir şey ikram ettiler ki bol tereyağlıydı ve çook lezzetliydi. Altın varaklı tuvalet aynaları, kibar ve çok ilgili garsonlar. Peki bunca şeye 3 kişi ne hesap ödedik sizce? 144 lira. :D

Bir de Pac Meydanı'nda bir sürü dönerciler var yan yana. Bu bölgenin döneri meşhur, hem et hem tavuk. İçine bi sos döküyorlar. Biz Donas'a gittik. Başka güzel yerler de varmış da bunu duymuştuk. Yarım et döner aldım ben. Lavaşları kalın, yarım olmasına rağmen baya büyük, doyurucu ve çok lezzetliydi. Ayrıca 5 lira :D İnanamadım.

Bir de Antakya'dan bahsetmek isterim. Orada Defne Restorana gittik. Muhtar'ın Yeri gibi değildi ne mezeleri ne ortamı, onu söylemeliyim. Ancak orada da çok ilgilendiler. Önce ortaya 2 tane 1 m boyunca sıcak tırnaklı pide geldi. Mezeler, salatalar filan. Sonra biz 4 kişi tepsi kebabı istedik ama ben tepsi kebabının tadını sevmedim. Orası iyi yapmıştır, baya güzeldi görüntü ancak ben o yemeğin tadını sevmedim çünkü aşırı etti. O ne demekse :D Ama et düşkünleri sevecektir sanırım:)

Tepsi Kebabı
Burada da yine 150 lira civarı bi hesap ödemiştik. Alkol yok ama mezeler, salatalar, tavuk, tepsi kebabı filan. :)

Gelelim Antep maceralarıma. İskenderun'dan Antep'e birkaç firma var, biletimi neredennereye.com dan aldım ben. Has Turizm, Özdiyarbakır vs. firmalarından 25 veya 30 liraya alabilirsiniz. Yol 2.5-3 saat sürüyor. İndikten sonra minibüsler varmış ancak ben taksiye bindim çünkü çok eşyam vardı ve zamanım yoktu. İbis Hotel merkezde hemen, orada kalabilirsiniz. Geceliği de 120 lira civarı. Otogardan otele taksi 20 lira civarı tuttu.

Otelden merkeze yürüyerek 10 dakika. Merkez dediğim zaten kale, bakırcılar çarşısı, hanlar, hamamlar, restoranların bir arada bulunduğu yer. Yalnızca Mozaik müzesi ve Halil Usta daha uzakta kalıyor. Oraya taksi tutmanız gerek ama 15 dakika filan orası da. Yine de çok uzak değil yani.

Ben öncelikle Zeugma Mozaik Müzesi'ne gittim, meşhur Çingene Kızı Mozaiği'nin olduğu yer. Her gün açık olan müzenin giriş ücreti 15 lira. Epey geniş içerisi, oraya en az iki saatinizi ayırın derim. Girdiğinizde solda 5 lira vererek müzedeki mozaiklerin tarihine dair güzel 3 boyutlu kısa bir film hazırlamışlar, mutlaka izleyin derim. Sonrasında her mozaiğe dair açıklamalar var ama heykellerin hikayelerini de duymak için rehber tutmak faydalı olacaktır bence. Yoksa havada kalıyor. Ünlü Çingene Kızı Mozaiği'ne dair yorum yapmiyim ki benim yaşadığım hisleri siz de yaşayın, şaşırın biraz:) Müzeden çıkıp Halil Usta'ya gideyim dedim. Yürüyerek 5 dakika uzaklıkta ama ara sokaklarda bir yerde, sorun mutlaka. Hiç tahmin edip girmeyeceğiniz bi sokakta salaş bi mekan aslında. O kadar kazanıyoruz şu sandalyeleri yenileyelim bile dememişler :p Çok sıcaklardı ama, hemen kapıda karşılayıp soruyorlar ve çok hızlı da geliyor yemekler. Öncelikle sadece koyun eti kullanıyorlar ama hiç kokmuyor. Benim etle hatta koyun etiyle aram hiç iyi değildir ama hepsini yedim valla. Kendi koyunlarıymış. Küşleme denen çok meşhur ama ben onu çok sevemedim çünkü direk et tadı geliyordu ahaha. Etçiller ona bayılacaklardır. Şu kaşık salata ise, içine konan baharatlardan olsa gerek parmak yedirtti. Kaşıkla içtim suyunu, sonra da ekmekleri bitirdim bana bana :D
Ordan çıkıp taksiyle bakırcılar çarşısına gittim. Orda her şey birbirine çok yakın, kolay yani. Tahmis kahvecisinde kahve için muhakkak. Oranın melengiç kahvesi meşhur ve baya iyi. Ancak ben türk kahvesi de denemiştim, onu da çok beğendim. Yanında getirdikleri kuru yemişler çok lezzetli. Kavrulmuş melengiç de var içinde. Ben otururken sobanın yanında, keyifle kahvemi yudumlarken yöresel kıyafetleriyle abiler girdiler ve türkü söylemeye başladılar, o da çok hoştu :)
Bakırcılar çarşısından bir şey almadım, el işçiliği olanlar da biraz pahalıydı. Antep fıstığı aldım, kiloları 45-65 arası değişiyor. 45 liklerin içlerinden boşlar çıkabiliyomuş ve ağızları kapalı olabiliyormuş. Baklavaların da kilosu değişiyor. Koçak Baklava en meşhurlarından ve kilosu 60-70 di çeşidine göre. Ve orda ikram edilen baklavayı yiyemedim desem inanır mısınız? Kusacaktım artık çünkü 2 gündür sürekli yemek yiyordum ve bi sürü baklava yiyordum. Size şunun garantisini verebilirim, hayatınızda böyle iyi et ve tatlı az yemişsinizdir. Sırf bu nedenle bile gidilir. Ama bunun yanında hanlar hamamlar müzeleri de epey iyi Antep'in. Bir sürü müzesi var ve giriş ücretleri 2.5 lira filan ya:) Mesela hamam müzesini görün mutlaka, çok keyifliydi. Tatlı olarak ise kötü diye bir şey yok. En kötüsü bile mükemmel. Makbulü, olması gerekeni şöyleymiş; şekeri boğazı yakmayacak, hamuru incecik olacak ve fıstığı bol olacak. Tahmis'in bir de baklavacısı var, o işlek cadde üzerinde bir dükkan. 2 masa var içerde sadece küçücük. Yeni bir dükkan. Tadını beğendim. İmam Çağdaş'ın havuç dilimi baklavası çok iyi dediler, arkadaş yedi ve kendinden geçti, ben yemedim. Ama İmam Çağdaş'ın lahmacunu ve imam bayıldısını tavsiye edebilirim şiddetle. O nasıl imam bayıldı yahu. Eti harika ve bol yoğurtlu. Bir de katmer diye bir şey var tabi. Onu yedikten sonra künefenin papucu dama gitti valla :D Bol fıstıklı, kaymaklı incecik hamurlu tuhaf bir şey ve sıcacık geliyor.
Baharat bol ama hangisi iyidir kötüdür bilemiyorum. Bin bir çeşit kırmızı biber, toz biber, pul biber, isot var. Siyah çaydan çok kekik çayı içiyorlar. Orda gördüm ilk :) Esnaf aşırı sıcak, sürekli bi buyrun çay ikram edelim kıvamında ama sizi tek görüp yazan da oluyor. Sınırı koruyarak ikramları kabul edin derim, yerelle kaynaşmak iyidir her zaman. Kitaplarda yazmayan bilgileri alırsınız onlardan, lonely planet kimmiş :)

Dönüş yolunda telefonumu açtım ve kararlar aldım biliyor musunuz? Döndüğümde et ve tatlı detoksu yapacağım, diyet yapacağım diye :)


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Karadeniz Ereğli'de İyi Yemek Yiyebileceğiniz Mekanlar

Tayland-Fil Safarisi (Yapmayın nolur)

Sakız Adası-Chios (Yunanistan) Notlarım