Küba Notlarım

Ve Küba'da geçirdiğim 2 haftanın özeti, taktikler, ipuçlarıyla karşınızdayım! 

Uzun uzun Küba tarihinden vs. bahsetmeyeceğim. Zira bunları pek çok kaynaktan bulabilirsiniz. Ben daha çok tercübelerimden maddeler sunacağım işinize yarayacağını düşündüğüm. Öncelikle en çok aldığım sorulardan biri "insanlar mutlu mu?" oluyor, onu yanıtlayayım. Evet, gördüğüm kadarıyla insanlar mutlular! Ambargodan dolayı ülkede pek çok ürünü bulmak zor. Marketler yıkık dökük, içlerinde malzeme yok. Evler eski püskü, arabaları kendi imkanlarıyla tamir etmişler, dikiz aynası yok koltuğu yırtık. Kahvaltıda zeytin, peynir lüks, ben hiç yiyemedim 2 hafta boyunca mesela. Tüm bunlara rağmen okuma yazma oranı %100 e yakın. Gasp, cinayet, tecavüz yok denecek kadar az. Bir sohbet sırasında ülkemizde kadınlara ve küçücük çocuklara yapılan tecavüzlerden bahsettim de ağızları açık dinledi beni Kübalı birkaç arkadaş. İnanamadılar. Sağlıkta zaten dünyanın öncülerinden. Muayene ücretsiz, ilaca ise çok çok az ödeniyormuş. Sıklıkla Güney Amerika'daki birçok ülkeye gönüllü doktorlar gidiyor Küba'dan. 

Devrim hakkında az konuşabildim. Orta yaş ve üzeri İngilizce bilmiyor zaten. Gençlerin genel yargısı ise devrimden önce ve sonra şeklinde kıyas yapamamakla birlikte dünyada pek çok gencin sahip olduklarına sahip olmadıklarını düşündüklerinden düzenin değişmesi yönünde. Ben evimizdeki plazmanın bir işe yaramadığını, sokakta herkesin suratının asık olduğunu, işe bir üst model telefon, yeni bir araba veya bir ev almak için baskılandığımız ve daha çok kazanmamız gerektiği için gittiğimizi yoksa pek çoğumuzun işini sevmediği, hayatımızın bokluğunu anlatmaya çalıştım ama bilmiyorum ne kadar faydalı oldu :(

Ama işsizlik mevcut ve maaşlar düşük. Mühendis bir arkadaş edindim ve kendisi aylık 20-25 CUC (dolar) aldığını söyledi. Akşam dışarı çıkıp bi kokteyl içse 1-2 CUC zaten. O nedenle temel ihtiyaçlar dışında zorlanıyorlar. Aileleriyle birlikte yaşamak durumunda kalıyorlar. Ülkede teknolojik alet satılsa bile alamıyorlar ve yolculuk edemiyorlar. Çünkü para arttırma, biriktirme imkanı yok, kaldı ki uçak biletleri çok pahalı onlara göre. Ama herkes sürekli gülüyor, şakalaşıyor. Müzik, dans, alkol hayatlarının parçası. Yani huzurlular. Hükümetle sıkıntıları pek yok. Her sabah saçma sapan bi haberle güne uyanmıyorlar. Ah ne mutluydum orada. Zeytin yemesem de olur yani. Her dakika internete giremesem de olur. Yemişim burjuva alışkanlıklarımızı. Az kazanıyorlar, ama orantılı olarak az çalışıyorlar. Gerektiği kadar. İş bitince çıkıyorlar. Esnekler. Başlarında daha çok kazanmalıyım diyen bir patron yok çünkü. Biz para verip onların içten sahip olduğu mutluluğu kursa oraya buraya giderek satın almaya çalışırken onlar bizim gibi olmak istiyor. Lanet olsun.

Neyse yola çıkalım artık!:) Moskova hava alanında bedava wifi var. 5 saatlik beklememin kolay geçmesini ona borçluyum. Prizler de var şarj için. Ben bir bara taktım telefonu, bir de kahve aldım 2-3 saat oturdum orda oh mis. Aeroflot gayet iyiydi. Hiçbir sıkıntı yaşamadım. Kabin memurları ilgiliydi, güler yüzlüydü. Yalnız yemek olarak oturduğunuz koltuğa göre sadece domuz ya da balık kalabilir. Bileti alırken belirtebiliyormuşuz, ben belirtmemiştim o nedenle habire tavuk yemek zorunda kaldım.

Not 1: Rusya'da da Küba'da da İngilizce bilen az. İspanyolca bilmiyorsanız vücut dilinizi kullanmanız gerekecek. Gençlerden de bilen az. Ancak işte yabancılarla takılan, görüşenler pratik yaptıkça geliştirmiş. Couchsurfing den birileriyle iletişime geçebilirsiniz görüşüp sohbet etmek, takılmak için.

Not 2: Ülkede kullanılan iki ayrı para birimi var, kafanız karışmasın. Kübalıların kullandığı Küba Pesosu (CUP) ve turistlerin kullandığı Konvertible Küba Pesosu (CUC). 1 CUC 1 dolara eşit. CUP ise bunun yanında oldukça değersiz kalıyor. Döviz bürosunda önce CUC, onun içerisinden bir miktar verip bunu da CUP yapın derseniz halkın alışveriş yaptığı yerlerde, taksilerde vs. rahat edersiniz. Ayrıca alışverişlerinizi CUP ile yaptığınız takdirde tatiliniz yarı yarıya gelmiş olur ;)
Mesela minik yerler vardı sabahları kahve ve tost aldığım. İkisi bi dolar anca ediyordu, hem de Kübalılarla birlikte kahve içme ve vücut diliyle sohbet etme keyfi ;)

9 gece Havana'da, 4 gece Trinidad'da kaldım. Santiago de Cuba'ya gitmekti planım ancak yol çok uzun geldi (Havana'dan gece otobüsüyle 14-15 saat). Önceden planınızı yapıyorsanız iç hatlardan bilet alın ki zamandan kazanın bence. Havana'dan birçok şehre uçuşlar mevcut ya da dönüş uçuşunuzu başka şehirden alırsanız planınıza göre, tekrar Havana'ya dönmeniz gerekmez böylece. Ben bilsem baştan öyle yapardım.

Şehir içi ulaşımdan bahsedeyim. Eski arabalar dolmuş taksi olarak kullanılıyor. Aslında tüm araçlar taksi olabiliyor. Parasını verdiğiniz sürece herhangi biri de sizi istediğiniz yere bırakabilir işi yoksa filan. Yollarda ellerinde para sallayan ve almanızı isteyen çok insan göreceksiniz. Ama bu eski arabalar en mantıklısı ve keyiflisi. Örneğin Old Havana'dasınız, eğilip soruyorsunuz gideceğiniz caddenin ismini söyleyerek. Eğer tamam derse binip Vedado'ya 10 peso veriyorsunuz inerken. 10 peso, 10 CUP yani. Old Havana'dan Miramar'a 20 peso. Bu araçlar gideceğiniz adresin önüne götürmüyo ama. Ana caddeye bırakıyor, azıcık yürüyorsunuz. İlla evimin önüne gidicem derseniz sarı taksilere bineceksiniz ama aynı yola çok daha fazla vermeniz gerekecek. 
 Bici taxiler var. Halk çok kullanıyor bunları ara sokaklarda özellikle.             
Coco taksiler var. Bunlar turistik direk. Çok havalıyım, taksi benim sanki :)
Not 3: Havana: Miramar, Vedado, Habana Vieja (Old Havana) şeklinde kısımlardan oluşuyor. 
Ben 5 gece Miramar'da, 4 gece de Old Havana'da kaldım. Miramar Havana'nın zenginlerinin oturduğu bi muhit. Daha sakin, daha lüks arabalar görebileceğiniz (görece lüks) yaşam alanı. Fazla gezip görülecek bir yeri yok ama. Bir sabah kalkıp hava henüz çok ısınmamışken yürüdüm yollarda, fotoğraflar çektim. Güzel parklar var, Mercadoları (market) gezdim filan. Öyle bir şeyler yapabilirsiniz, birkaç saat yeterli.


Havana'da kaldığım süreçte günübirlik Vinales turuna katıldım. Havana'dan yaklaşık 2 saat uzaklıkta bir yer burası. Tura kayıt olmak için yakınınızdaki herhangi bir otele kayıt yaptırmanız yeterli. 59 CUC günlük tur. Pahalı bir tur ama değdi. Ben çok güzel bir gün geçirdim. Yolda giderken hem genel olarak Küba hakkında hem Vinales özelinde bilgiler verdi rehberimiz. Örneğin ülkenin %72 si beyaz, %10 u siyahi, %10 u melezmiş. Geri kalanı da Çinliymiş. Yani bize yansıtıldığı gibi herkes siyahi filan değil. 

Yalnız değilseniz Vinales'te bir gece kalmanızı öneririm. Çok huzurlu ve güzel bir yerdi. Ama ben sıkılırım diye kalmadım. Bir daha gidersem kesin kalacağım. Her yerde tek katlı bahçeli evler var. Hepsinin önünde sallanan sandalyeler... Keyif yapmak, huzur bulmak için süper. O bölgenin asıl özelliği Küba'nın en iyi purolarının üretiliyor olmasıymış. Bu nedenle bizi tütün tarlalarına götürdüler. Puroların yapımını dinledik, denedik, rom&kahve ikram ettiler. Oradan biraz puro satın aldık. Sonra bir mağaraya gittik, içerisinden sandalla geçiyorsunuz, çok güzeldi. Orada öğle yemeğimizi yedik, mağaranın girişinde şeker kamışı suyu içtik. Çok tatlıydı haliyle :D Pek sevmedim.



Ardından vadiye gittik, fotoğraflar çekildik. Bu büyükbaş hayvana toro diyorlar (sığır). Sahibinin kucağında öylece uzanıyordu :)

Ata binebilirsiniz orada. Siz kontrol ediyorsunuz ama, yanınızda biri yürümüyor. 2-3 CUC orda verirsiniz sahibine, o da eğlenceliydi.

Vedado, Havana'nın merkezi sayılıyor. Oldukça hareketli bir yer, genç dolu. Yemek yenecek tatlı yerler var. Ucuz pizzacılar. Meksika restorantı. Bir cafe var adı Café Galeria / Mamainé. (Calle L #206 e/ 15 y 17, Vedado) Tavsiye ederim. Çok tatlıydı. 2-3 kez gittim ben.
Domates suyu ve midyeden yapılan bi içecek. Soğuk soğuk çok iyi gitti valla sevdim. Ve her mekanda bulunmuyor:(

Vedado'da oteller var internete girebileceğiniz. Hotel Nacional mesela. Saati 6 CUC tu sanırım. Ben Old Havana'da Hotel Central'de alt kattaki barda 4.5 dolar verdim  yarım saatine . Üst kattaki barda bir saatine 6 dolar verdim bir başka gün. Bir şey anlamadım bu işten :) ve internet pek hızlı değil sadece en önemli işlerinizi halledebilirsiniz.Ama zaten gittiğiniz 1-2 haftada da pek internete girmeyin derim. Ona vereceğiniz 6-7 dolarla 3 tane kokteyl içersiniz :D Kokteyller 1-2-3 CUC. Değişiyor mekana göre. Daiqiri ve Pina Colada en sevdiklerim oldu. Çünkü ben tatlı seviyorum. 

1.Kural: Çok turistik olan restoranlara, mekanlara gitmeyin. Halkın takıldığı yerlere gidin ve bir sipariş vermeden önce menüye bakın ya da fiyatını sorun mutlaka.Sonra çok geç olabilir. Bunun diğer bi nedeni de turistik yerlerde ancak diğer turistlerle kaynaşırsınız ama bence gittiğiniz ülkelerde halkla kaynaşın, konuşun, sorular sorun. O nedenle onların takıldığı yerlere takılın, onlar gibi eğlenin. 
2.Kural: Pazarlık yapın! Çünkü size ilk verdikleri fiyat genelde pazarlık payı eklenmiş fiyat oluyor. Takside, çarşıda hediyelik alırken vs. ilk fiyatı kabul etmeyin.

Vedado'da size 10 CUP'a (1CUC=24 CUP) kokteyl alabileceğiniz, turistlerin değil sadece Kübalıların takıldığı bir bar söyleyeyim. Yemek de yiyebilirsiniz çok ucuza. Capri otelin karşısında kalıyo hemen. Adı Caribeño. Hadi yine iyisiniz:p Ayrıca Vedado'da ''La Fabrica de Arte'' adlı mekan var ki Kübalı gençlerin çok takıldığı, dans için de çok güzel yer. Giriş 2 CUC'tu sanırım. Tabi Kübalıların yaptığını söyleyeyim. Önce buluşup bir büfeden içki alınıp Malecon'a gidiliyor. Plastik bardaklar sahilde başka şeyler satan abilerden temin ediliyor. Malecon'da telefondan filan müzik açılıp içilip sohbet ediliyor. O sırada yanınıza yanaşan müzisyenlerle de sohbet edilip müzik yapılıyor (1-2 CUC verin, daha çok şarkı çalacaklar:)) Biraz çakırkeyif olunca işte 23 gibi mekana geçiliyor. Salsa bilmeniz şart değil. Her yerde salsa yapıcaz sanıyordum ben, o hevesle gitmiştim ama popüler müzik çok dinleniyor, free style dans edebilin yeter. Ama bilin yani, çünkü orda herkes çok yetenekli olduğundan kötü hissedebilirsiniz :) Arkadaş gencinden yaşlısına ritm duygusu, müzik kulağı olmayan yok, bayıldım!


Old Havana ise tarihi binalar, müzelerin olduğu, gece renkli bi hayatın olduğu her köşe başında müzik yapılan turistik bir yer. Bu sene, önceki yıllara oranla epey çok turist varmış. Hele Alman turistler of. İspanyolca'dan çok Almanca duydum yahu! 

Kalacak yer ile ilgili de bilgi vereyim. Kübalıların kendi yaşadıkları evlerin odalarını kiraladıkları, "Casa particular" denilen bir sistem var. Bu odaların içinde genelde banyo tuvalet oluyor, nadiren ev ahalisiyle ortak da kullanılabiliyor. Odalar genelde büyük ve klimalı oluyor, çünkü hava çok sıcak! Evler eski, lüks değil. Bu arada odalarda ayrı sabun, şampuan yok, yanınızda götürmelisiniz. Tuvalet kağıtları ince, su deyince hemen parçalanıyor. Bunca yokluğa rağmen temizlik konusunda hassaslar, evler çok temiz, gönlünüz ferah olsun. Odaların geceliği 20-25 dolar arasında değişiyor. 

Odaya yerleşince ev sahipleri pasaport numaranızı, bilgilerinizi alıyorlar çünkü her ağırladıkları kişi ile ilgili devlete vergi ödüyorlar. Bu arada apartman anahtarını ve oda anahtarını veriyorlar size. Ben tüm yolculuğum boyunca evlerde kaldım, zaten otel çok az ve çok pahalı. Ayrıca Kübalı bir aileyle birkaç gün birlikte yaşayıp onların günlük telaşlarına dahil olmak, ilişkilerini gözlemlemek, hayatlarına dokunmak muhteşem bir tecrübe. Kesinlikle tavsiye ederim.

Benim kaldığım ev temiz, havlu verdikleri, istediğimde kahve yaptıkları, yardımsever insanların eviydi. Memnun kaldım ancak İngilizce bilmiyorlar. O biraz sorun oldu bana. Sohbet edemedim. Yol soramadım filan. Ama sabahları anneleri hazırlıyo kahvaltıyı, dünya tatlısı.Yumurta ister misin diyo evet dersen fritto fritto diyo, çift taraflı mı kızartayım anlamında :D

(Mercedes y Rolando. Adres: Lamparilla no.260. e/Habana y Compostela)

Don Cangrejo diye bir yere gittik. Giriş 5 CUC tu. Herkes çok şıktı. Ancak masalardan dans edecek yer yoktu doğru düzgün. Girerken de epey sıra vardı kapıda. Ciks bi yer. Sevmedim çok. Bir akşam da Asturias adlı Old Havana'da bir yere gittik. Giriş 5 CUC tu, 2 içecek dahil. Müzikler iyiydi ama ortam kötüydü. Tavsiye etmiyorum. Avrupalı yaşlı adamlarla geç ve güzel Kübalı kadınların takıldığı değişik bir yerdi. Gece 2 den sonra hele iyice kötüleşti. 

Ama Küba, genel olarak gayet güvenli bir ülke. Sokaklarda özgürce dolaşabilir, istediğinizi giyebilir, içebilir, hatta dans edebilirsiniz. Bu yolculuğu tek başıma gerçekleştirdim ve bu anlamda bir sorun yaşamadım. Kıyafet konusunda da rahat olun. Her şeyi kaldırır Küba. Sokakta üstleri çıplak yürüyordu abiler ve minicik şortlarla kadınlar. Hele gece mekanlara istediğinizi giyip gidin, Türkiye'de giyemediğiniz ne varsa hatta.;) 

Mercadolarda ve Havana Club Rom müzesinde rom fiyatları aynı ama müzede çeşit çok tabi. Müze Old Havana'da hemen sahil tarafında. Kime sorsanız gösterir. Ben yukarıya çıkmadım, gezmedim müzeyi. Roma da merakım yok zaten. Ama barda deneyebiliyorsunuz, girin biraz beleş rom için ;)

Müzeye yakın bir bira mekanı var. Denize sıfır. Biraları kendileri üretiyorlarmış. Çok iyi tatları var. Fiyatları çok bilmiyorum. Ama bir tavuklu sandwich yedim yanında tatlı patates olan, 3-4 CUC tu. Ah o tatlı patatesler.. Şekerli baya. Çok çok iyi! Hatta son gün bir pazara gidip 5-6 tane patates aldım attım sırt çantama. Boniato adı. Geçen fırına atıp yedim çok iyilerdi oy oy. Pazarda çektiğim tatlı patates ve tatlı abi haha.

         
Bu ara bi gece o mekandaydık, minik bi sahnesi var ortada, orada karaoke yapıldı. Eğlenceli oldu baya. Ardından da tüm gece o sahnede dans ettik dj eşliğinde. İyiydi. 

Old Havana'daki en keyifli meydanların başında bence Plaza Vieja geliyor. Meydanın köşesinde Cervecera de Plaza Vieja denen bir mekan var. Ne zaman ordan geçsem canlı müzik vardı. Bir keresinde oturduk, biralarının tadına bakalım dedik, fena değildi ;) ve solist abi benim kamerayla çektiğimi görünce gelip benimle dans etti. Sıcaklar, flörtözler çokça. :)

Konusu gelmişken yolda bolca laf yiyebilirsiniz. Daha çok flörtleşmek gibi aslında bunların ki. Çok güzelsin, bir şeyler içelim mi gibi. Ama bir yerden sonra çok yoruyor. İlgilenmiyorsanız şayet hiç cevap vermeyin, düz devam edin. Bir de nerelisin diye muhabbete başlayan kadınlar veya çiftler var ki onlar genelde sizi önceden anlaştıkları lokantalara çekmeye çalışıyorlar. Ben hiç o işlere girmedim. Kendim sohbet kurmaya çalıştım ama yolda bana nerelisin diye yaklaşanlara gülümseyip devam ettim. Bir kez çok kibar soruşundan dolayı bir adama cevap verdim. O da gazeteci çıktı. Birkaç dil biliyormuş. Türkiye'deki olayları, Kürt sorununu hepsini biliyordu. Vay arkadaş, Türkiye'deki çoğu insan ilgilenmiyorken helal dedim. Yarım saat konuşup ayrıldık onunla. Yolda, sokakta, apartmanda tanımıyorsanız dahi selamlaşmak, konuşmak normal orada. Çok sıcak insanlar. Güzeller. Seksiler. Spor yapıyorlar, vücutları iyi. Kişisel hijyen konusunda hassaslar. O sıcakta yanımdan ter kokulu biri geçmedi ya. Bizim otobüsleri, metrobüsü düşündüm sonra :( Ha bu arada kaldığınız evlerde sabun, şampuan yok, yanınızda götürmelisiniz. Tuvalet kağıtları çook ince, azıcık su değince parçalanıyor hemen. Ben şampuanı seyahat boyu almıştım, çok bile geldi zaten. Sabun, tuvalet kağıdı, ıslak mendil ve kağıt mendiller alın yanınıza bence. Kalanları da orada bırakın. 

Museo Casa de Africa'ya uğrayın. Yarım saatinizi alır, giriş ücretsiz. Fotoğraf çekmek yasak ama ben bilmiyordum, bi iki tane çekmiştim. İspanyolca bilmekte fayda var tabi çünkü tüm açıklamalar İspanyolca, görevliler de bilmiyor İngilizce. Haliyle bu ne acaba diye kalıyorsunuz.   
Bu arada tambur Etiyopya'dan gelmiş yahu. Tambor yazıyordu isminde de. 

Ayrıca 1-2 gününüzü de mutlaka Playa del Este'ye ayırın derim. Çok iyi kumsal ve deniz! Ilıktı su ve ne bir deniz anası ne bir yosun..

Trinidad'dan bahsedeyim biraz da. Havana'dan Trinidad'a gitmek için Viazul kullandım ben, başka bi otobüs firması daha varmış Cubacan. Bir gün önceden alın, yoksa yer bulmak çok zor. 25 CUC tu bilet. 1 saat gecikmeli kalktı. Siz en az yarım saat önceden orda olun. Önceden aldığınız bileti başka bir bilete çeviriyorlar. Koltuk numarası önemsiz, istediğiniz yere geçin. Yol 5-6 saat sürüyor. Giderken Cienfiegos şehrinde de duruyor. Ben orayı atladım ama bir günümü de orda geçirebilirmişim. Havana'da çok kaldım çünkü.

Trinidad küçük, rengarenk, tek katlı evlerin olduğu şirin bir yer. Çok sevdim ben. Gündüz çok sıcaktı, yapacak çok şey yoktu evde serin serin sallanan sandalyede sallanmaktan başka. O nedenle bir gün Playa Ancon'a gittim. Otobüs kalkıyordu şehrin içindeki duraktan sabah 11 ve öğleden sonra 14 te. Saatler değişebilir siz bir tur firmasına veya kaldığınız yere sorun tekrar. Gidiş dönüş 2 CUC tu otobüs. 3 saat kaldım plajda, ama sıkıldım. Havana'daki plajları daha çok sevdim ben çünkü burada yosunlar bişiyler vardı. Tabi benim pek sevmedim dediğime bakmayın, burası da yine Antalya'daki plajlar gibi :) Sarı kumlar, masmavi deniz. 
Trinidad'da kaldığım yer tatlıydı ancak bir boş odası var ve yeni insanlarla tanışmak için mantıklı değilmiş. Bence önceden ayırmayıp inince sokaklarda bakabilirsiniz çünkü çok küçük ve yan yana bir sürü ev var kalabileceğiniz. Beğendiğinize girmeniz daha mantıklı. Fiyatlar aynı zaten. Ben yalnızım diye gecelik 20 CUC aldılar ama normalde 25 CUC tu her yerde.

Akşamları hareketli. Ama gece 12 den sonra azalıyor. Tenhalaşıyor yollar. 
Bir gece dışarı çıktım sokakta yürürken müzik sesine yöneldim ve adının Pedro Rodriquez Ferrer olduğunu sonradan öğrendiğim bir adamın konserine denk geldim. Bir müzenin avlusunda, çok güzel bir akustikle müzik yapıyorlardı.Çok güzel 1 saatti. Görece ünlü de biriymiş hani, herkes şarkılarını biliyor eşlik ediyordu. Şöyle dinleyebilirsiniz.

https://www.youtube.com/watch?v=ewMcci7199g

Ordan her akşam olduğu gibi Casa de la Musica denen yere gittim. Şehrin meydanının hemen üst kısmında merdivenler var. Orada akşamları bir sürü turist oturup bir şeyler içiyor sohbet ediyor. Hemen merdivenlerin üstünde bu casa de la musica. 1 CUC vererek girip dans edebilir, gösteriler izleyebilirsiniz. Kübalılarla turistlerin kaynaşma noktası olmuş bu mekan. Ben sevdim. Ama ordan sonra diskoya gitmememi tavsiye etti ev sahibem. Ben de yalnız olduğumdan gitmedim. Hırsızlık olabilir vs. dedi. Bir de lütfen eve Kübalı getirme dedi. :D

Trinidad'da yapabilecekleriniz ne istediğinize göre değişir. Ben 2 gün kaldım.Yalnız olmasam 1-2 gün daha kalınırdı. Güzel şehir, gün içinde bisiklet kiralayıp çevreyi gezebilirsiniz, trenle Valle de los Ingenios denen yere gidebilirsiniz. Ben 2.gün hakkımı bir tur firmasıyla konuşup Topes de Collantes'e giderek kullandım. 29 CUC idi tur. Bir kamyonla gittik dağlara. Eğlenceliydi. Önce Küba'da kahve yapımının gösterilmesi ve ikramı için bir yere gittik. Ardından trekking yapacağımız dağlara vardık. 1 saat iniş, şelale altındaki
suda yüzme ve tekrar 1 saat çıkış şeklinde oldu. Yol yorucuydu ama o sıcakta serin sularda yüzmek filan çok iyi geldi, 
merkezde kalmak yerine doğru bir karar vermişim:)

3. ve en önemli kural eğlenmeye bakın! Türkiye'de geç kalınca birileri, hemen kızarız. Onlar zaman konusunda esnekler, kızmayın. Bolca çevreyi gözlemleyin, yanınızda oturanlarla tanışın, fotoğraf çekin ama küçük şeyleri sorun etmeyin. Orda insanlar mutlu. Hep gülüyor, şaka yapıyorlar. Türkiye'ye döndüğünüzde tüm sorunlarıyla bu ülke sizi bekliyor olacak zaten bari orada biraz rahat olun. ve sokakta dans edin. ve rom için, puro deneyin. Sokakta gördüğünüz her şeyi yiyin demiyorum çünkü ben dönerken gıda zehirlenmesi yaşadım, bir hafta çektim dönünce. Yemekler konusunda dikkat edin bence ki tatiliniz zehir olmasın ama keyfinizi saçma şeyler için sıkmayın. Yanınızda su taşıyın (hazır su!), çok sıcak çünkü gündüzleri. Havana Trinidad'a göre serindi. Akşamları çıkarken ince bi hırka alın yanınıza şu dönemde. Yazın aşırı sıcakmış ama, 1-2 ay sonra yani. Ama bir anda yağmur bastırıp sırılsıklam olabilirsiniz, boş verin, en son ne zaman yağmurda sırılsıklam oldunuz? 

Görüşmek istediklerinizin ev telefonlarını alın, çoğunun cep telefonunda kontör olmuyor, çok pahalı çünkü. Hatta ben keşke Küba hattı alsaymışım diyorum şimdi çünkü görüşmek isteyip sırf iletişimsizlikten görüşemediğim insanlar oldu. Eski usul yaşıyorlar. Sabahtan haberleşip akşam 19 da şurada buluşalım diyorlar ama gelmeyen işi çıkan haber veremeyen oluyor veya 1 saat geç gelen filan, esnekler yani. Trinidad'da kaldığım eve Ezginin Günlüğü cd si hediye ettim. Bir evden onların bir şarkısını duyarsanız şaşırmayın :) Old Havana'da da duvarlara yazı yazılan kafeler vardı geçerken görüp girdiğim, isimlerini hatırlamadığım. Üçüne duvara ''hayat kısa, kuşlar uçuyor'' yazdım. Görürseniz fotoğrafını çekip bana atın lütfen, çok mutlu olurum :) Giderken yanınızda minik hediyeler götürün. Kaliteli sabunlar hoşlarına gidebilir, zeytinyağı ya da. Orada çok pahalı çünkü. Türkiye'ye dair bir şeyler de olabilir. Ben cd ler götürdüm işte. Dönerken de dostlarınıza puro, rom getirmeyi unutmayın. Romlar çok ucuz orada. Ayrıca çok tatlı başka hediyelikler de var. 

İyi eğlenceler!

Yorumlar

  1. Yazınızı okudum vermiş olduğunuz ayrıntılar çok işimize yarayacak not alıyorum teşekkürler.

    www.gezgin-iz.com

    YanıtlaSil
  2. Rica ederim. Umarım çok güzel geçer. Ben şimdiden özledim :)

    YanıtlaSil
  3. Küba tatilim sonrası okuduğum, beni Küba'ya geri götüren yazı için çok teşekkürler... Şimdi Küba'da olmak vardı :(

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Beğendin mi?

Bu blogdaki popüler yayınlar

Karadeniz Ereğli'de İyi Yemek Yiyebileceğiniz Mekanlar

Tayland-Fil Safarisi (Yapmayın nolur)

Sakız Adası-Chios (Yunanistan) Notlarım