Bozcaada notlarım
Ayazma Plajı |
İlk bilinmesi gerekenler: Tenedos Bozcaada'nın eski adı! Tenes ada demekmiş. Ha bu arada Dardanel de Çanakkale'nin eski adı...
1.Bozcaada'ya gitmek için önce Geyikli'ye varmak gerekiyor ki oradan da feribotla adaya geçilsin. Geyikli küçük, şirin ama turistik olamamış, adanın yanında sönük kalmış bi yer. Eyvah eyvah ın ilk iki bölümü bolca Geyikli'de çekilmiş. Orda bi Ata Demirer parkı var. Tahta masa sandalyelerin olduğu sıradan ve çok ucuz bi çay bahçesi, dönüşte iskelede kalmak yerine bizim gibi Geyikli'yi de görelim derseniz, ve zamanınız çoksa otobüsü beklerken gidin oturun diye söylüyorum!:)
Yaz döneminde İstanbul'dan Geyikli iskeleye kadar giden dört firma var. Kamil Koç, Truva, Metro ve Radar. Kamil Koç'un bir gün önceden bitmişti biletleri ve Haziran ortasındayız, sezonda hiç yer olmaz.. O sebeple erkenden alın bence biletleri. Biz metroyla gidip geldik. Oldukça hızlı gidiyor ve bir çok yerde duruyor. Ayrıca kıçımız dondu otobüste. Kaç kere söyledik ama o klima bi türlü kısılmadı. O sebeple yolda giyilmek üzere pantolon ve hırka alın. Ayağınıza da çorap!:) Günde 2 sefer var her firmanın o yüzden gidiş dönüş planınızı önceden yapmalısınız. Misal biz sadece haftasonu için gittiğimizden pazar öğlen 11 deki otobüs çok erken olacaktı, gece 23 e bindik. İyi ki de öyle yaptık, sabah 06:30 da Esenler'deydik. Direk işe gelindi. Biraz yorucu gibi görünse de en verimlisi böyleydi!
Dikkat!! Bu hafta sonu resmen fırtına vardı, gerçi 2 gün önce kavruluyormuş. Ama rüzgarı bol bi yer, ona göre tedbirli gidin, benden söylemesi!
2.Yeter bu kadar yol muhabbeti. Eğlenceli kısma geçelim.:)
Bozcaada şaraplarıyla ünlü. Talay şarapları en eski ve meşhur olanı. Bir de Ataol var. Biz İstanbul'da da satıldığını öğrendik ve taşımamak için ordan almadık ama Talay'ın dükkanı var ve orada tadım yapabiliyorsunuz. Ben Talay'ın tenedos unu beğendim, beyaz şarabını. Aperatif olarak içiliyor. Oldukça hafif. Ağızda kuruluk yapmıyor, benim sevdiğim tarz. 14 lira. Bir de Talay'ın Kuntra'sı vardı ki o şarap likör. Alkol oranı %17. Tatlı biraz. İçine nane yaprağı fln katılarak servisi çok daha şıkmış. 32 lira şişesi. Ben çok sevdim.Oraya gidin ve bolca deneyin!:)
3.Rum ve Türk mahallesi var. Rum mahallesinde tüm şirin güzel pansiyonlar, meyhaneler, cafeler, pastaneler, lokantalar... Pansiyon seçerken Rum mahallesinden seçin derim. Ama merkez küçük o sebeple çok da sıkıntı değil, her yer yürüme mesafesinde merkezde.
4.Hemen yine o ara sokaklardan birinde Bozcaada Müzesi var. Müze o kadar donanımlı ki şaşırdım. Adını unuttuğum bir adam vardı, müzeyi kendisi oluşturmuş neredeyse. Fransız bir fotoğrafçının 1900 lerde çektiği fotoğrafların fotokopileri almış Fransa'ya gidip. Aynı odada bir de Ara Güler'in 1950-60 larda çektiği fotoğraflar vardı.
Ada halkıyla yıllar önceki geçim kaynakları, günlük yaşamlarına dair röportajlar yapmış bu araştırmacı kişi. Müzeye bağışlanan bir sürü ilginç eşya var. Gidince orayı muhakkak gezin ve adanın tarihi hakkında bir fikriniz olsun. Özellikle Fransız askerlerinin savaş sırasında eşlerine yazdıkları mektupları okuyun. Etkileyici. Bilmiyorum müzelerle aranız nasıl ama zamanında konsolosluk ve ev olarak kullanılmış bu tarihi Rum evinin (müzenin) içindeyken zaman nasıl geçti anlamadık. Özellikle alt kat görülmeye değer. 50 yıllık rakı şişeleri, sakız çeşitleri (mabel, tipitip fln.:) )..
5.Tesisi olan yer Ayazma plajı. Başka koylar da var ama oralara ancak arabanız ve şemsiyeniz fln. varsa gidebilirsiniz, zira güneşinin yakıcılığı fena. Merkezden 300 metre yürüyüp bi yol ayrımına gelince Ayazma tabelasını göreceksiniz. Oradan otostop çekin! Minibüsler gidiyor ama gereksiz ve sıkıcı. Otostop çok yaygınmış orda, biz de öyle yaptık. Ve çok da keyifliydi. Şansımıza hep de oranın yerlileri ve yok lokanta sahibi, yok Tuborg dağıtıcısı, yok bağları olup şarap üreten amca fln denk gelince daha da keyifli oldu. Son amca bize ev yapımı şarabını tattırdı. Kuru üzüm aldık ondan, Çavuş üzümüymüş, çok iyiydi.
Plajda şemsiye ve şezlonglar kiralanıyor. Parça 5 lira. eheueh pazarcı ağzı oldu, gel abla parça 5 parça 5::))
Deniz çok iyi. Tertemiz.. Kum sapsarı.. Ama kum yapışan cinsten, sevmediğim. İnsanlar rahat, genç bol. Çiftler gelmişti tatile özellikle. Ama ben gece hayatı isterim, içelim kopalım diyenler için Bozcaada size göre diil, bırakın böyle kalsın! Size Bodrum'u öneririm.
6.Akşam gittiğimiz meyhanenin adı Bade-i aşk. Önce ismine vurulduk. Sonra dekorasyonuna. Mavi beyaz masalar. Sokaktaki duvarlarında balık figürleri. Renkli ampüller asılmış asmalara. Müzikleri çok iyiydi, Ezginin Günlüğü tadında hep. Ama nedense erken kalktı hep insanlar. Gece hayatı yok gibi. Daha sakin bi yer. Hani rakını iç, balığını ye, sanat müziğini dinle efkarlan modunda. Çok severim :)
Bu meyhane hemen merkezde o ara sokaklardan birinde. Kime sorsanız gösterir. Sahibi çok kibardı. Mezeler, rakı vs.den sonra bize tatlı ikram etti. Hesap da çok makul geldi. Bu arada pazarlığa açık meyhaneler. Hele grup halinde gidiyorsanız mutlaka pazarlık edin. Bizim karşı masamızda bir ekip birayı 5 e, porsiyon balıkları 13 e anlaştılar ki balık porsiyonlar epey pahalı orda, bilginize! Yemekler ucuz diil, bunu bilerek gidin ve bence kasmayın, keyfinize bakın. Keyif yeri çünkü Bozcaada..;)7.Meydanda Çınaraltı kafede damla sakızlı Türk kahvenizi için, yanında likör de getiriyorlar. Çiçek pastanesi var, damla sakızlı bademli kurabiyesi meşhur. Önce tadıyosunuz orda. Her yerde bir tadım, bi ikram mevcut bayıldım. Ada halkı çok sıcaktı. Aslında pek olumlu duyumlar almamıştım ama bizi yanılttılar.
Yemek yediğimiz başka bir yer Sakin Renkli Meyhane idi. Ben kekikli tavuk yedim yanında baharatlı pirinç pilavı geldi, gayet doyurucuydu ve baharatlarla filan güzel olmuştu, lezizdi :).
Ordaki abi de bize gezimiz konusunda oldukça yardımcı oldu. Biz gün batımını rüzgar güllerinde izlemek istiyorduk. Orası çok eser, yanınıza muhakkak battaniye alın, ve tesis yok orada o sebeple şarabınızı fln. alın, öyle keyifli olur dedi. Merkezden minibüsler kalkıyormuş oraya. Gidiş dönüş sıkıntı değil ama arabanız varsa saat kaygınız olmaz en azından dedi. Ama benim rahatsızlanmamdan dolayı gün batımını orada izleyemedik maalesef. Birdahaki sefere..
8.Hediyelik eşya için iskeleye yakın çay bahçelerinin orda standlar varmış, biz feribota binmeden 15 dakika önce gördük:) Gerçi ben ordansa size başka bi yeri önereceğim. Plaja giderken otostop çekmeden önce yürüdüğümüz 300 metrelik yolda sağda bir dükkan gördük. Orta yaşlı bir çift İzmir'i bırakıp buraya yerleşmişler. Bu dükkanı açmışlar. İçerde hediyelik eşyalar var, her şeyi geri dönüştürülebilen malzemelerden karton vs. yapmış o güleç kadın. Magnetler aldım 3 tane, her biri ayrı güzel, biri sandal biri yelkenli biri Rum evi penceresi böyle mavi beyaz. Mutlaka uğrayın oraya derim! :)
Ordayken şu anki hayatımızı sorguladık. Biz yaşamıyoruz ya resmen dedik. Öyle 1-2 hafta çalışıp bir gün Taksim'de içmek mi hayat benim için? Hayır kesinlikle bu değil istediğim. ve illa ordaki o keyifli, sakin, huzurlu, bol şaraplı, balıklı, rahat hayata sahip olmak için emekliliğimi mi beklemem gerekiyor? Hayır! bakalım bulacağız bi çaresini. O İzmir'i bırakıp adaya yerleşen çiftle sohbet ettik. En önemlisi istemek dedi adam. İstedik ve şu an buradayız. Yeter ki isteyin! Bununla başlar her şey! Tamam o zaman, istiyorum!:)
Teşekkürler..
YanıtlaSilRica ederim, ne demek.
YanıtlaSilbozcaada insanı hakkında bir çok olumsuz şey söylenir. misafirler sıcak ise ada halkı da çok sıcak davranır, ama saygısız davranırsanız olumsuz özellikler ister istemez ortaya çıkar.
YanıtlaSil