Viyana (Avusturya) Notlarım
Şubat 2019 tarihindeki 12 günlük Avrupa seyahatimden önemli notlarla karşınızdayım :)
Öncelikle hava çok güzeldi. Gündüzleri 10 derece civarıydı, akşamları da 3-4 dereceydi. Viyana, Prag, Münih ve Graz hepsi için yaklaşık aynıydı. 12 gün boyunca sadece 2 kez içlik giydim. Bunu özellikle belirtiyorum çünkü hava durumu itibariyle pek çok kişi o tarihlerde Avrupa'ya gitmek istemez. Bu biraz da şans arkadaşlar. Biz bazı gündüzler montla terledik :)
Rotam şu şekildeydi: Sabiha Gökçen Havaalanı'ndan Pegasus ile Viyana'ya iniş. 2 gece orada kaldıktan sonra Prag'a otobüsle geçiş. 3 gece orda kaldıktan sonra Münih'e otobüsle geçiş. 3 gece de Münih'te kaldıktan sonra Graz'a otobüsle geçiş. Tüm otobüsle geçişlerimi Flixbus firmasıyla yaptım. Rotanız belliyse önceden alın lütfen, yoksa pahalılaşıyor.
Öncelikle Black Friday'de biletimi Viyana gidiş-dönüş 580 liraya aldım. Orada bir tanıdığımızda kaldık. Viyana merkeze maksimum yarım saat uzaklıkta bir köydü ancak epey güzeldi. Köyün adı: Oberwaltersdorf
Avrupa'nın en iyi 10 golf sahalarından biri ordaydı (Fontana adı). Dünyanın sayılı zenginlerinin iş görüşmeleri, gizli birtakım kararlar almalar vs. için oraya geldiği söyleniyor. İçeride villalar var, bir de yapay göl. Biz sadece arabayla şöyle bir dolaştık içerde, zira fakiriz :D
Viyana oldukça temiz, mimarisi güzeli, düzenli bir şehir. Şehir metrosu, tramvayı yaygın ve sık. Yani toplu taşımayla rahatça birçok yere gidebilirsiniz arkadaşlar. Günlük bilet alırsanız 8 euro (Şubat 2019 bilgisi). Ve değiyor çünkü büyük şehir Viyana. Pek çok yere giderken tramvay veya metro iyi oluyor.
İnternette yazdığınızda gitmeniz gereken yerler zaten çokça sıralanıyor. Ben onlarla ilgili sadece önemli tecrübelerimi yazmak istiyorum. Örneğin Schönbrunn Sarayı baharda daha keyifli bence. Ya da gündüz yerine akşam güzeldi, loş ışıkla aydınlatılmış ve tepeden tüm şehir ışıl ışıldı. Bahçe içerisinde hayvanat bahçesi, labirent ve saray var. Onları gezmek için 16 ya kadar gitmiş olun bence ki geç bile. Sarayın içine girmek için ,yüksek bir ücret ödemek gerekiyordu (tam hatırlamıyorum ama çok gelmişti bize). Hayvanat bahçesine yıllar önce gitmiştim ben, büyüktü, pandalar vardı. Sevdiğimden en çok onları hatırlıyorum :) Not: 18 itibariyle bahçenin tüm çıkış kapıları kilitlenmişti acaba bahçede biri var mı diye kontrol vs. edilmedi ki en az 20 kişi vardı. Çevrede hiç bir görevliye, güvenliğe de rastlamadık. En son dışarı çıkabilmek için bir çıkış kapısının üzerinden atlamak zorunda kaldık, bilginize! ;)
Gelelim merkeze. Stephansdorm tabi ki muhteşem bir gotik mimari. Hele gece ışıklandırması filan çok değişik. Ürkütücü ve çekici! Biz sevgililer gününde oradaydık ve akşam 20:00 de o güne özel bir program vardı. Bizi dua edilen kısma almadılar, uzaktan izledik. Tanrıya olan aşklarından bahsettiler bolca (arkadaşım simultane çeviri yaptı da bize).
İçeride günah çıkarma bölümünün önünde lütfen bekleyin (Bitti Warten) yazıyordu ışıklı bi tabelada, banka gibi :) Ayrıca hem İngilizce hem Almanca anlatabilirsiniz deniyordu!
İçeride günah çıkarma bölümünün önünde lütfen bekleyin (Bitti Warten) yazıyordu ışıklı bi tabelada, banka gibi :) Ayrıca hem İngilizce hem Almanca anlatabilirsiniz deniyordu!
Bu bölgede ara sokaklardan dolaşıp kaybolabilirsiniz, keyifli. Kocaman büyük sokaklar, sağlı sollu mağazalar, cafeler. Kahvenin tadı çok güzel Avusturya'da. Bolca için gitmişken. Ayrıca hangi evde bulunduysam kahve makinesi vardı, çok tüketiliyor yani. Kahvaltı öncesi hemen kahve alır mısın diyorlar, ben de çok sevdiğim için gayet keyifliydi sabahlar :)
Ulusal Kütüphane'ye giriş 8 euro. 1501 yılından bile kitaplar vardı. Kütüphane mimarisi çok ihtişamlı, içeride heykeller filan var. Değer bence görmeye. Yalnız gitmeden açık olup olmadığını internetten kontrol edin lütfen. Tatil günü olabilir veya saati kaçırabilirsiniz.
Ulusal Kütüphane |
Ve tabi ki Avusturya'ya gidip schnitzel yememek olmazdı! Önce şehrin en ünlüleri olan Figlmüller ve Palmenhaus'a gittik. Figlmüller küçük bir yere benziyordu ve önünde oldukça uzun bir sıra vardı. Sıraya girip akşam için yer ayırmak istediğimizde hiç yer olmadığı söylendi, en az 1-2 gün önceden yer ayırmak lazımmış. Ayrıca görevli biraz kabaydı, sevmedim. Ardından Palmenhaus'a gittik. Orası bir parkın içerisinde, oldukça büyük tavanları olarak camekan bir yerdi. İçerisinde bitkiler çoktu, ortam epey keyifli görünüyordu, sadece çok sıcaktı. Orada da 22 euro civarıydı Schnitzel. Yanına bi bira alsak filan bize kişi başı 200 tl ye gelecekti ki, vazgeçtik :D Sonra foursquare sağolsun, yüksek puanlı başka bir yer bulduk, adı Schnitzelwirth. Orası da kalabalıktı, bir masayı tanımadığımız farklı insanlarla paylaştık:) Burda schnitzel 7.5 euroydu ve porsiyon inanılmaz büyüktü. 2 kişi bir porsiyonla doyar yani, yanına da o hardallı, hafif sulu muhteşem patates salatasından alırsanız yeter de artar bile :) Tavsiye ederim.
Museumquarter bölgesi var bir de mutlaka zaman ayırmanızı tavsiye edeceğim. Oraya gidip çimenlerde yayılın, sokak müzisyenlerini dinleyin. Bizim vaktimiz azdı yapamadık, içimizde kaldı :(
Rathaus var bir de görülesi. Öyle görkemli bir bina ki. Ayrıca kış olduğu için önünde buz pisti kurulmuştu. Konuştuğum tüm Avusturyalılar bizim evde patenlerimiz var demişti, çok yaygınmış ama olmayanlar ya da turistler için kiralamada oluyor.
Kraphen, Avusturya ve Almanya'da oldukça yaygın bir tatlı. Bir diğer ismi Berliner. İçinde değişik bir sosu var, zaten özelliği o, üzerinde de pudra şekeri var ama çok baymıyor, ben seviyorum bu tatlıyı. Apfelstrudel ise Avusturya'nın en yöresel tatlısı sanırım. Elmalı pay sevenler bunu da seveceklerdir. Hemen her köşe başında bulursunuz, denemeden dönmeyin :)
Viyana'dan Prag'a geçiş yaptık. Avrupa'da çok yaygın olan bir otobüs firması var ki en uygun biletleri onda bulduk Flixbus. Trenler çok daha hızlı ancak oldukça pahalı. Eğer gideceğiniz tarih belliyse önceden alın biletlerinizi çünkü uçak gibi, zamanla fiyatları artıyor. Flixbus otobüsleri 2 katlı genelde, oldukça konforlu. Bazılarında wifi oluyor. Çoğu şoför İngilizce biliyor. Koltuk numarası yok, erken giden kapıyor yalnız :) Ve tam zamanında kalkıyor, ona dikkat edin. Bir de online bilet aldıysanız pdf şeklinde mutlaka telefonunuza indirin. İnternetim yoktu ve bileti indirmemiştim, az kalsın otobüse binemiyordum. Biletteki karekodu okutarak araca biniyorsunuz çünkü.
Ben Viyana'yı seviyorum. Kimileri soğuk der oraya ancak bu düzenli, kurallı olmasından geliyor. Bence insanları tatlı, yardımsever. Çok fazla farklı milletlerden insan olduğundan kozmopolit bir şehir. Mimarisi de muhteşem, o nedenle görülmesi gerek diye düşünüyorum. Biz operaya gidemedik biletler çok pahalı geldi. Yapabilirseniz, bunlara ek olarak mutlaka bir klasik müzik konserine ya da operaya gidin.
Temel anlamda Viyana notlarım bu şekilde. Başka sorularınız olursa yazın lütfen.
Sevgiler,
Yorumlar
Yorum Gönder
Beğendin mi?