Sarajevo-Saraybosna (Bosna-Hersek) Notlarım

Sarajevo! Cafe Kamarija'dan çekildi.

Sarajevo'yu tarif için en güzel sözcük "hüzünlü" bence. 12-14 Kasım 2016'da yaptığım Sarajevo gezisine dair birkaç not paylaşmak isterim. Öncelikle soğuktu! Kasım ayı pek uygun bir ay olmayabilir soğukla aranız yoksa. Hem sokaklar da çok renkli değildi. O nedenle bence Ağustos-Eylül aylarında gitseniz daha iyi olabilir.

Saraybosna diyoruz Türkçe'de ama Boşnakça da İngilizce de Sarajevo. Sarajevo, Sarayovası'ndan geliyor.

Pegasus'un bir günlük %50 indirim kampanyasından bilet almıştım ve böylece cumartesi sabah gidiş, pazartesi öğleden sonra dönüş 228 liraya geldi. Sarajevo'ya uçuş iki saat sürüyor ve Türkiye ile Bosna Hersek arasındaki saat farkı da iki saat. Örneğin Türkiye'nin yerel saati ile 14 te çıkıyosanız yola, Bosna Hersek yerel saati ile 14 te iniş yapıyorsunuz :) Havaalanı küçük. Çok az döviz bozdurdum kuru düşüktür diye ancak merkeze indiğimde kurun aynı olduğunu gördüm.

Havaalanı çıkışında, kapının önünden direk otobüs kalkıyor. Otobüs saatlerinin fotoğrafını çektim. Bilet 5 Konvertible Mark (KM).

Sarajevo şehri büyük sayılmaz. Yani 2-3 gün yeterli şehri gezebilmek, turistik belli başlı noktalarını görebilmek için. Ancak ben gittiğim şehirlerde daha çok kültürünü tanıyayım, oralı insanlarla tanışayım, yemeklerini tadayım kafasında olduğumdan yetmiyor bana böyle kısa süreler. Ancak iznim olmadığı için maalesef böyle oldu.

Couchsurfing pek aktif değildi, birkaç kişiye yazdım ancak olumsuz da olsa cevap bile gelmedi. O nedenle "Pansion Kod Keme" de kaldım. Booking de hostel yazıyor ama tek kişilik odada kaldım ben ve baya butik otel gibiydi. Oda biraz küçüktü ama ben duş alıp uyumaya gittiğim için sorun olmadı. Odada terlik, havlu, şampuan vardı. Kaldığım yeri şiddetle tavsiye ediyorum, cidden tam merkezde, tertemiz, sıcacık bi pansiyondu. Sahibi baya iyi İngilizce konuşuyor ve çok yardımsever. Ben gittiğimde zaten beni bekliyordu. Bana bir harita ve ilk başta lazım olacak bazı önemli bilgiler verdi. Güler yüzlü, tatlı bir kadındı. Pansiyon da oldukça ucuzdu, tavsiye ediyorum.

Sarajevo'da görülecek turistik yerler belli. Bunları internette her yerde bulabilirsiniz. Ben daha çok kendi sevdiğim ve işinize yarayacağını düşündüğüm şeylerden bahsetmek istiyorum.

Bosna kahvesi oldukça meşhur oralarda. Bosna kahvesi tadı Türk kahvesinden çok farklı değil. Pişirme şekli ve sunumu farklı ama. Dibek kahvesi yazıyor paketlerin üzerinde. Hediye olarak Bosna kahvesi alabilirsiniz. Bir paketi 5-6 KM filandı, oldukça ucuz ve oraya özgü olması yönünden mantıklı. Bakırcılar çarşısı var hemen Sebil'in yakınında. Oradan da Bosna kahvesi pişirme ve sunumunda kullanılan cezve ve fincanlardan alabilirsiniz. Cezve aynı sayılır da fincanların büyüklüğü farklı ve kulpları yok.

Şehirleri sıfatlarla tanımlıyorum ve Sarajevo için tek kelimeyle "hüzünlü" bir şehir diyorum. 92-95 yıllarındaki savaşın izleri var hala. Şehir merkezindeki binalar restore edilmiş ancak yürüyerek merkezin biraz dışına çıktığınızda hemen binaların üzerindeki kurşun izlerini görebiliyorsunuz. Her yerde anıt mezarlar var. Değişik bir his. Savaş, ölüm hayatın içinde evet ama bu şehirde sürekli kendini hatırlatıyor size. Unutmanıza, bir an rahatlamanıza izin vermiyor.

Şehirde pek çok mezarlık var, ancak hemen merkezdeki Kovaci. Sebil'den yürüyerek 5-10 dakikada oradasınız. İşte bu yokuşun sonu Kovaci mezarlığına çıkıyor. Ben hangi sokaktan gireyim diye düşünürken bana doğru gelen Hasan amcaya sordum ancak o Boşnakça ve Fransızca biliyordu sadece. Yine de anlaştık. Adı Hasanmış, İstanbul'da birkaç kez bulunmuş. Kendisi beni mezarlığa kadar götürdü ve sonra da gitti. Çok kibardı.

Kovaci mezarlığından yukarı doğru çıktığınızda yokuşun sonunda sağda, Cafe Kamarija tabelasını göreceksiniz. Oraya gidin ve bir kahve için mutlaka. 2 KM sadece ve manzara harika :) Seyir terası dediklerinden.

Ayrıca yarım ya da bir gün fazla vaktiniz varsa mutlaka tüneli ziyaret etmenizi tavsiye ediyorum. Oraya yerel rehberlerle gidebileceğiz turlar var. Sırbistan'la yaşadıkları savaşı ve o savaşın etkilerini ilk ağızdan dinliyorsunuz. Çok etkilenmiştim ben. Gidin mutlaka!